Cuma, Ekim 30, 2015

Küp.

Hello,

Zamanın haddinden fazla hızlı geçtiğine dair inancım şu blog sayfasını her açtığımda daha çok çarpıyor yüzüme. Yaz henüz gelememişken yazdığım birkaç satırın üzerinden öylesine günler geçmiş ki kış geliyor, ört hocam yorgaaan yorgaan üstüne postlarının zamanı gelmiş. 

Artık bir önceki gönderiden bu yana değişen ve gelişen şeyleri yazacak yaşı geçtim malum. O yüzden olduğum yerden, tam ortasından bahsetmeliyim artık.

Biliyor musun ördek, ben bazen yani vakit bulabildiğim, tek başıma kalabildiğim zamanlar malum sorgulamalara başlıyorum. Neredeyim? Ne yapıyorum? Nerede olmak istiyorum? Ne yapmak istiyorum? İstediğim yere veya şeye ulaşabilmek için neler yapmalıyım? Gözlerimi kapatıyorum sorulara geçmeden önce. Sonra da her şeyin yerini bulmaya çalışıyorum. Mesela tüm bu soruların cevapları birer nesne. Hepsinin farklı bir geometrik şekli ve rengi var. Sonra bu nesneleri yaptığım matematiksel ve analitik yorumlara göre uzaydaki boşluklara yerleştiriyorum. Tüm bu kapalı sistemin ortasına da kendimi koyuyorum. Ve labirenti çözmeye çalışıyorum. Kurguladığım bu şey her ne kadar çok salakça olsa da bunu yapınca sanki daha kolay çözüm buluyorum pek çok şeye. 

Son 10 dakikadır falan MFÖ'den Tam Ortasındayım'ı dinliyorum. O yüzden bu saçma ritüelimi bi kenara not düşmek istedim sanırım. Hani olur da bir gün unutursam her şeyi, belki bu not sayesinde sarı prizma ve mor altıgenin arasından daha kolay geçerim. Hem o zaman belki yeşil küp ile turuncu koni de daha çok yaklaşmış olur birbirine.  

Hoşça kalın.