Pazar, Ağustos 28, 2011

yaprağın kaderi

*
gece gece bir hüzün çöktü yine üzerime aziz dostlarım. yaşar dinleyerek daha da perçinliyorum durumu. adeta kendimden geçiyorum. tatile gireli tam bir hafta olmuşken şunu farkettim ki evde olduğum zaman bütün günümü doktorları izleyerek ve tetris oynayarak geçiriyorum. durumun vehametini biraz önce farkettim ve tv ile arama mesafe koydum hal böyle olunca yani hazır hüzünlenmişken yaşar geldi aklıma. -ki severim kendisini- sırayla dinliyorum tüm şarkılarını.
*
"ağlayan gözlerinden ben mi damlıyorum? süzülüp akan yoksa ben miyim? belki çok sonbaharlı bir özlem bu. yaprağın kaderi düşmekmiş. gözbebeklerinden martılar uçuyor. içinde beyaz bir hüzün uluyor. vazgeçmek elimde değil, gerisi boş. yaprağın kaderi düşmekmiş. bir damla gözyaşın karışsa sularıma beyaz eder. her zaman böyle bitimsiz ol. kimi zaman da öyle hüzünlü. hoşçakal diyor gözler ah yaprağım düştün mü?"
*
yaprağın kaderi düşmek değil mi? en mutlu olduğun zamanda, asla bitmeyecek dedidiğinde, mutluluktan havalarda uçtuğun anda ya da hiçbir şey yapmadan otururken. yaprağın kaderi gelince aklına insan duruyor. çakılıyor olduğu yere. bu gerçekle yüzleşmek insanı eritiyor, öldürüyor. bu bahsettiğim ikili ilişkilerde ayrılık hezeyanları olarak anlaşılmasın ama. benim anlatmak istediğim ebedi son. hiçbir geri dönüşü olmayan. ölümden bahsediyorum. şarkıdan yola çıkarsak ben biraz uç noktada kaldım biliyorum ama bugünlerde aklımı çokça kurcalıyor bu durum. kendi ölümüm değil ama beni endişelendiren. sevdiklerimi kaybetme endişesi boğuyor beni. olmadık zamanlarda ele geçiriyor bu korku beni. aklımdan sökp atmak için yapmadığım şey kalmıyor ama nafile. başa çıkamıyorum. türlü türlü oyunlar oynuyor aklım. hepsi de tam bir dram. üstünden kalkamayacağım türden.
*
çok çok yakın olduğum birini hiç kaybetmedim şimdiye kadar aslında. nasıl bir şey olduğunu da bilmiyorum açıkçası. ama yine de korkuyorum. bilmiyorum. biri bile olmadan nasıl devam edebileceğimi kestiremiyorum. sadece endişeleniyorum. korkuyorum.
*
ben bunları düşünürken yaşar başka bi şeyler söylemeye başladı bile . kafamı da dağıtmayı başardı. onu sevdiğimi daha önce söylemiş miydim? seviyorum onu ve o'nu.
*
"gel benimle çok çok uzaklara. hüzünlerimi bir parça aşkla değiştir. gel benimle bilinmez duraklara. mevsimleri bir dalga yaza dönüştür. bırak, dudaklarından benler okunsun. bırak, ellerim saçlarına dokunsun. bırak, kulaklarında sesim uğulsun. bırak, ellerim saçlarına dokunsun. söz veriyorum her şey çok güzel olacak. sadece sen ve ben."
*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?