artık gerçekten dayanamıyorum, katlanamıyorum. kaçıp gitmek, bir daha da dönmemek istiyorum. neden üzülüyorum, neden kaybediyorum biliyor musun? çünkü iyiler kaybeder. iyi taraf her zaman kaybeder. çünkü iyiler adil dövüşür. tüm mesele bu. adil dövüştüğüm zaman ben de kaybediyorum. istemeden de olsa kazanmak için kötü oluyorum ben de bazen. ama artık istemiyorum böylesini. olanları olduğu gibi kabul ettirmek nasıl bu kadar zor olabiliyor? anlayamıyorum. demek ki insanlar gerçeklerden o kadar çok korkuyorlar ki yalanlara inanmaya bu kadar hevesliler. ve o kadar acımasız ki dünya iyi olmana izin vermiyor. istediklerini elde etmen için kötü olmaya zorluyor seni. eğer olamazsan ... bum ... ölüyorsun. her şey ölüyor. yatağına yatıp tavanına bakıyorsun. dibe vurduğunu düşünüyorsun, nefes alamıyorsun. tutsak hissediyorsun kendini. kendi evinde, kendi odanda. kaçmak kurtulmak istiyorsun. ama ona da gücün yok, biliyorsun. beklemen gerek. belki birkaç ay daha.
*
hani başta demiştim ya katlanamıyorum diye. düşündüm de şimdi, katlanıyorum işte bal gibi. hala şu an bulunduğum konumda olduğuma göre katlanıyorum. her gün insan kalbinin nelere katlanabileceğine şaşarak katlanıyorum.
*