Yine sabah oluyor. Yine uyuyamıyorum. Uzunca bir süredir olduğu gibi. Süt içtim, dizi izledim, kitap okudum, müzik dinledim, sigara içtim. Göz kapaklarının alt kirpiklerle buluşmasının nasıl bu kadar zor olabildiğinde inanamıyorum. Üstelik bunlar benim göz kapaklarım. Her zaman yer çekimine karşı zaafı olan, sürekli düşmeye meyilli göz kapaklarım...
Sen bir aylak, bir uyurgezesin, bir istiridyesin. Tanımlar saatlere, günlere göre değişiyor ama taşıdıkları anlam az çok belli: Yaşamanın, harekete geçmenin,bir şey yapmanın pek sana göre olmadığını hissediyorsun; sadece sürüp gitmek istiyorsun, sadece bekleyişi ve unutuşu istiyorsun.
Buraya uzun zamandır fazlaca depresif şeyler yazdığımın farkındayım. Pek iyi değilim sadece. Ama elbette bu durum düzelecek. İnsanoğlu olarak unutmuyor ancak alışıyoruz malum. Alıştıkça daha iyi olduğumuzu zannediyor gündelik hayatın ritmine daha çabuk adapte oluyoruz. Normal görünüyoruz. Normal hissetmesek de normal olduğumuza inanıyoruz. İşte böyle.
Dipnot 1 : Bazen her şeyin beni bulmasına gerçekten hayret ediyorum.
Dipnot 2 : Bize her sevdadan geriye kalan sadece Galatasaray.