Salı, Haziran 15, 2010

yazamamak


perşembe günü başlayan tatilim 2 hafta sonra bitecek. perşembe'den beri evden dışarı adımımı atmadığım ilk gün bugün. mutluyum, gururluyum. saat 3 olmak üzere. hala pijamalarımlayım, aşk-ı memnu'yu izliyorum. bu yazıyı yazdıktan sonra da biraz kitap okuyayım diyorum. hayat ne güzel allahım!


dün geceden beri aklımda bir soru... ne yazsam şu bloğa? ama hiçbir şey gelmiyor aklıma nedense. 20 yaşındayım. ve yaklaşık 16'dan beri sanal alemde aktif olarak bir yerlerde yazma çabası içerisindeyim. forumlarda, sözlüklerde yazdım durdum. en son blog işine de gireyim dedim. ama pek olmadı gibime geliyor. çünkü buraya yazma mecburiyetinde hissediyorum kendimi. ve ne zaman kendimi bir mecburiyet içinde hissetsem saçmalar dururum. en son ekşi'de böyle hissetmiştim ki çaylaklığa geri döndüm. hasılı; yazamıyorum. aklımın içindeki baloncukların hepsi bomboş. ben de dedim bi blogları gezeyim bi. bakalım ne yazmış insanlar. aklıma gelir belki bir şeyler. blogları gezerken farkettim ki benim yazamamamın sebebi çok sıradan bir hayatımın olması. millete bakıyorum, biri interrail anılarını paylaşmış, biri gökyüzü dalışı yaparken hissettiklerini yazmış, öteki sevgililerini kaleme almış, bir başkası ailevi sorunlarını yazmış. benimse hayatım biraz sohbet, biraz muhabbet, biraz gezmek, biraz okul üzerine kurulu. normal bir ailem, normal arkadaşlarım ve normal bir hayatım var. millet yazmış bloğuna: "bugün istanbul'da ölmeden önce yapmanız gereken 101 şey kitabını aldık. sevgilimle onları yapmaya başladık" benim hiç böyle hayallerim olamadı. yani böyle okuyunca oha diyorum keşke ben de böyle biri olabilsem. ama yarım saat sonra geçiyor heves falan. amaaan diyorum devir kıçını yat, çok mu sıkıldın, bir heykel turu yap olmadı bir mudanya geçer gider. ee böyle olunca haliyle yazılabilecek kayda değer bir şey de bulamıyorum.


lisedeyken en yakın arkadaşımla hayaller kurardık. üniversite için istanbul'a gidiyoruz. ev tutuyoruz. böyle festivaller, konserler... bohemian rhapsody tarzında bir hayat. peki ne oldu? ben bursa'da kaldım. bi bok yapamadım. arkadaşım istanbul'a gitti. ama o da bana benzediğinden mütevellit tek başına pek bir şey yapamıyor.


offf. öyle sıkıcı bir hayat oldu işte. son 2 senedir kayda değer hiçbir şey yapmadım gibi geliyor. çat pat almanca öğrendim ama bak ona seviniyorum.


şimdi diyeceksiniz ki o zaman ne bok yemeye blog açtın be akıllı? heves işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?