Perşembe, Eylül 08, 2011

canıgüz edebiyatı

alper canıgüz hakkında yaklaşık bir aydır bi şeyler yazmak istiyorum. ama ne yazmam konusunda pek karar veremediğim için bunca zaman hep askıda kaldı bu isteğim. lakin şimdi kararlıyım. kendisiyle olan muhabbetimi ifşa ediciim.
**
alper canıgüz'le staj yaptığım o acı günlerde tanışmıştım. iş çıkışı gittiğim bi d&r mağazasında -ki aslında oldum olası d&r'ları sevmem- kitaplarını görüp kapak dizaynlarına adeta vurulmuştum. görseniz siz de seversiniz. öyle de bi şeyler yani. neyse mağazada bulunan 3 kitabını da inceledim. ki zaten hali hazırda 3 kitabı var kendisinin. ilk kitabı olan tatlı rüyalar'da karar kıldım.
**
stajımın son günlerinin ne kadar boş ve umarsız geçtiğinden bahsetmiştim. işte o iğrenç günlerin ikisinde ben bu kitabı bitiriverdim. dilini de sevmiştim adamın. akıcı. bir sonraki cümleyi merak ettiren cinstendi. sonra 2. kitabı olan oğullar ve rencide ruhlar'a geldi sıra. onu da çok zaman kaybetmeden edindim. konu olarak bana ilk kitaba göre daha çekici geldiyse de araya giren saçma sapan şeyler yüzünden okuma periyodum baya bi uzadı. geçen hafta bitirebildim ancak. 2. kitaptan sonra daha bir sever oldum alperciğimi. zira tam anlamıyla benim istediğim akıcılıktaydı üslubu. tamam belki "ufkumu genişletti, dünyam aydınlandı" gibi cümlelerle tanımlayamam olanı biteni ama yaz günleri için oldukça idealdi. hafifti. dün biraz kamu araştırması yapayım dedim hem alper canıgüz hem de kitapları hakkında. esasen çoğunluk sıradan bulmuş dilini ve hikayelerini. ama bazen hakikaten canınız sıradan şeyleri okumak isteyebilir. şöyle zihninizi yormadan ve sıkıcı olmadan. bu sizi mutlu edebilir. o yüzden deneyin siz de. benim için sıra son kitabında. meraklardayım.
**
**
gizliajans henüz elimde olmadığından mütevellit fotoğrafta yok. gugıllatın bi zahmet brokolilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?