biraz önce seyrettim bu filmi. ve bu vakte kadar neden erteledim, neden izlemedim diye lanet getirdim, saç baş yoldum bol bol. yönetmen ve senarist pelin esmer'in ilk uzun metraj filmiymiş kendisi. ve tek kelimeyle harika olmuş. filmin konusu hakkında pek bir şey söylemeyeceğim. lakin genel hatlarıyla; koleksiyonu adına çok şeyden vazgeçmiş tutkulu bir koleksiyonerin hikayesi.
filmi izlerken biriktirmek konusunda kendiminde çok takıntılı bir insan olduğum gerçeğini gördüm. bir koleksiyonum var lakin o da tam koleksiyon sayılmaz ya artık. haftalık bir derginin ilk sayısından itibaren yaklaşık 2 yıllık tüm sayıları. dergi hala basımda ancak bir yerden sonra nedense bıraktım biriktirmeyi. bu nedenle o koleksiyonda tüm değerini kaybetti. küçükken kağıt peçete biriktirirdim. renk renk, desen desen. ama şu an kayıp o da. onun dışında pek çok şeyi daha biriktiririm aslında. okunmuş kitaplar, yazılmış küçük notlar, kullanılmış defterler. ders kitaplarımı bile atamam asla. neden bilmiyorum. aslında biliyorum. biriktirmemin asıl nedeni yıllar sonra onları tekrar elime aldığımda duyduğum heyecan. 1. sınıfta tuttuğum defterler hala babaannemin evinde. arada alıyorum elime. saçma sapan ama bir sürü güzel anı.
biriktirmek, insanı kendiyle yüzleştiren bir his. nerelerden nereye geldiğini gösteren bir film şeridi ya da. yaşadıklarının, yaşananların küçük birer izi. hatırlartıcı. unutturmayıcı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
naber?