üşengeçliğimin tavan yaptığı günlerdeyim. bütün paramı tişörtlere, kitaplara, filmlere ve kredi kartıma yatırdığımdan mütevellit cüzdanımdaki 10 lira bana yarenlik ediyor şu sıralar. onunla olan beraberliğimiz ise çok seviyeli, birbirimize taviz vermiyoruz pek. 0 yüzden evde pinekliyorum. duvarlara bakıyorum felan. balkon da güzel. öyle yani. bu arada kendime 74676423 sayfalık bir ales kitabı aldım. çalışmaya kararlıyım artık. zaten ales kolay yea. da kpds, üds kasıyor beni biraz.
yeraltından notlar'ı okuyordum son günlerde ama. kesinlikle bir yaz kitabı değil. oturp ders çalışır gibi okumak gerek o kitabı. kafam büyüyor okurken resmen. ve benim psikolojim şu sıralar bunu kaldırabilecek durumda değil. yüzeyselim, tatsızım bugünlerde. o yüzden dün saatleri ayarlama enstitüsü'nü aldım. onu okumayı deneyeceğim.
film gecelerim de tüm hızıyla devam ediyor. son kurbanlarım; otobüs, incir reçeli ve schindler's list. otobüs 1976 yapımı bir tunç okan filmi. ve muazzam. mutlaka izleyin. incir reçeli de eh. yani aslında son yıllarda çekilen metropol aşkları konulu filmler arasında "iyi" kategorisine girer. dün gece de schindler's list vardı ekranımda. 192 dakikalık dram. ve hakikaten insanın içini titreten bi dram. bitirdi beni.
staj defterim hala yarım. biri yazsa benim için. ay bayılazaam. sistim.
hoşçakalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
naber?