Cumartesi, Aralık 04, 2010

bırakın peşimi vizeler


yok. olmuyor yahu.

ders çalışmak benim tarzım değil. vize zamanları gelip çatınca benim üzerime bir ağırlık çözüyor efendim. bütün gün yataktan çıkmayasım, gözlerim kan çanağına dönünceye kadar dizi izleyip ağlayasım geliyor. ya da bugünkü gibi iyice delirdiğim zamanlarda kendimi temizliğe veriyorum. hijyen terminatörü oluyorum adeta.

ortaokulda yakaladığım başarıyı neden şimdi yakalayamıyorum tanrım, nedeeeen ? o yıllarda okulun gözbebeği, bilgi yarışmalarının vazgeçilmez üyesi, projelerin aranan ismi idim. adeta küçük bir mükemmel öğrenci. sessiz, çalışkan, terbiyeli vs. sonra liseye başladım. tabi ortaokuldaki başarım sayesinde şehrin en iyi liselerinden birine kapağı attım. derken tam o sırada miskin garfield teması sardı dört bir yanımı. eğlenceli arkadaşlar edindikten sonra tüm lise hayatım okula gidip sabahtan akşama kadar gülmek, eğlenmek üzerine kuruldu. ortalamanın birazcık üzerinde bitirdim böylelikle liseyi. öss zamanı da hafif bir çalışmayla normal bir bölümeye girdim. üniveristede ise lisede birazcıkta olsa var olan çalışma isteğim iyice söndü.
şimdilerde vize akşamları çalışıyorum zorla. o da birilerinin iteklemesiyle. -sağolsun arkadaşım- pazartesi günü yine bir vizem var. ve ben daha hiç çalışmadım. muhtemelen yarın da çalışamayacağım çünkü çok önemli işlerim olacak. önce tüm kitaplığımı boşaltıp yeniden düzenleyeceğim, sonra eski fotoğrafları kronolojik olarak sıraya dizeceğim, e derken manikür pedikür, kıl, tüy meselelerine de girersem akşam oldu bile işte. akşam olunca da erkenden uyurum. malum çok yorulmuş olacağım çünkü.

hadi bana kolay gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?