Cuma, Aralık 24, 2010

sıkılırken


sıkıcı bir gün.

hava güzel lakin dışarı çıkmak istemiyor canım. puzzle yapayım dedim, sıkıldım. kitap okumalıyım. cebi delik. paul auster'ın. o da sarmıyor şu an. belki sonra.

tv'de su gibi diye bir şey var. tipik evlilik programı. tonton bir amca çıktı biraz önce 80 yaşında imiş. 70'lerinde olan bir kadına talip. adam kanada'dan emekli. marmaris'te yaşıyor. aylık 5.000 tl gelir. üstelik kenan paşa'ya komşu imiş. teytey. kadın pek yanaşmıyor. sonra stüdyodaki diğer kadınlar başlıyor talip olmaya. biri diyor beni al, diğeri diyor beni al, onu alma. sonra adamcağız kıymete binince kadın da "tamam hayatım, geliyorum seninle" diyor. işte budur beni benden alan. işte budur kadın aklı.

biri geliyor. senden hoşlandığını söylüyor. bakıyorsun. "ıh-mıh, şey-mey, kem-küm, mırın-kırın"ediyorsun. sonra anacım, ne zaman ki birilerini görüyorsun çocuğun yanında. one minute. "o benim" oluyorsun. ne zaman ki rakibeler beliriyor etrafta o zaman kıymetli oluyor adam. erkekler için de bu böyle esasen. aldırmadıkları bir kız, ne zaman ki başka biriyle birlikte oluyor, işte o zaman kızın peşinden koşmaya başlıyorlar. sanırım herkesin aklında "bu kadar rağbet var, demek ki iyi bir şey bu" cümlesi beliriyor o anda.

sokakta mesela. tek başına yürüdüğünde çekmediğin dikkati, bir erkekle olduğunda üzerinde topluyorsun. kadınlar adeta nefretle bakıyor. ya da kıskançlıkla diyelim.

bu konuda söyleyeceklerim bu kadar.

ohayo!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?