Cumartesi, Aralık 25, 2010

dışavurum mudur?


küçükmüşüm ben o zamanlar. içimde bir neşe. üçgenlerim varmış benim.tepesinde çoğul ekleri, köşelerinde biz. yetmemiş sonra dörtgenlerim, çokgenlerim. dahası çemberlerim karmaşık koordinatları olan. çemberin içi, çemberin dışı. unutmadan en sevdiğim sanat dalı baleymiş. yutturmuşum. ne çocukmuşum. buradan bakınca ne kadar mutluymuşum. çoğul sevdalarda koşuyormuşum. saklamayı bile bilmiyor, sevgi çoğul ekler alır sanıyormuşum. sevginin çokluk ekleri aldığı doğruymuş da ben o zaman sevgimi aşk sanıyormuşum. içim pür neşe. ölümü unuttuğumu hatırlamak gibi açmazlarım yokmuş henüz. yürüyen iki bacaklı yaratıklarla sorunum yokmuş. kaybettiğim her neyse, aramaya gitmemişim daha. düşününce, ne kadar mutluymuşum. şimdilerde büyüdüğümü kimse kabul etmiyor, ben dahil. çocuğum hala. yalnız acıktım, susadım. en kötüsü tepeden tırnağa tere battım. güneşin neden her gün doğudan doğup batıdan battığına dair merak mı yordu beni bilmem. bildiğim; " deli saçmalarım" var benim, renklerini üstüme başıma bulaştırdığım düşlerim. sonra uçmayan balonlarım var, dağlarda şarkılara eşlik ederken sımsıkı tuttuğum. en çok ayın cezbesinde olduğumdan mıdır, gelgitlerim var. seyrini şaşıran düşüncelere, içine çeken boşluklarına tahammülü kalmayan başımı koyacak yastığım var.

buralar hoşça kalsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

naber?